arı yetiştiriciliği ve arı kursiyer arkadaşlarla arı ürünleri arı yetiştiriciliği arıların bakım ve önemini paylaşma açısı ile kurulmuş bir paylaşım gurubudur arıcılık,arı ürünlerini arıcılık bilgilerini deneyimli deneyimsiz kişiler arası yardımlaşma açısına değinilecek her türlü paylaşımlara açık olan bir blogtur... SAYGILARIMIZLA ... adil yıllı
28 Temmuz 2015 Salı
17 Temmuz 2015 Cuma
kovanlarda sırasıyla bakım.dikkat edilecek hususlar.kovan incelenmesi.balabanbal
Arıların Aylık Bakımı
OCAK AYI BAKIMI
Arılar devamlı olarak kovanda olduklarından kovan ağızlarının temizliği ve havalandırma yapılır. Arılar için yeteri yem yoksa bez parçasına toz şeker konarak kovan içine yerleştirilir.Uyuyan arıların düşüp ölmemesi için kovan ve petekler sarsılmamalıdır Kovanlarda görülmesi muhtemel hastalık ve zararlılarla mücadele edilir
ŞUBAT AYI BAKIMI
Hava koşulları uygun gidip, çiçekler açmış ve arılar çalışmaya başlamışsa , şubatın son haftası kovanlarda ilk kontroller yapılır. Bu kontrollerde ; sönen kovanlar varsa, ballı çerçeveleri alınıp , kovan kapatılır. Bu yolla yağmacılığa da meydan verilmemiş olur. Aç kovanlar varsa, ballı çerçeve verilir. Ballı çerçeve yoksa , şurup ile besleme yapılır. Bu besleme işlemi , kovanda aç kalma tehlikesi ile karşılaşılmadıkça yapılmaz. Çünkü, normal arılar erken beslemeye tabi tutulursa , fazlaca yavruya yatar. Bunun sonucu, soğuklarda yavruları üşütme olasılığı artar. Verilecek şuruplar 1 ölçü şeker, 1 ölçü sudan yapılır. Su kaynatılır. İnsan tenini yakmayacak kadar soğuduktan sonra şeker katılır ve eritilir. 5 litre şuruba 1 gr terramisin veya bir paket apimisin suda erimiş olarak ilave edilir.Yavru çürüklüğüne karşı, koruyucu olarakilaçlı şurupla besleme yapılır. Şubat ayında , ayrıca varroaya karşı mücadele yapılır. Çünkü, şubatta yavru ve yumurta yoktur veya az miktardadır. Yavrunun az olduğu dönem, varroa ilaçlaması için idealdir.Kullanılacak ilaçlar devamlı olarak değiştiği için ,Tarım İl Müdürlüğünden öğrenilmesi gerekmektedir.
MART AYI BAKIMI
Arılarda esaslı muayene ve bakım işlemlerine mart ayında başlanır. Mart ayında arılar yavru ve yumurtaya başlarlar. Bu nedenle, kovanların açılması ve muayenesi havanın güneşli, rüzgarsız ve sıcaklığın 15 derecenin üzerinde olduğu 12.00-14.00 saatleri arasında yapılmalıdır. Yavruları üşütmemek için, kovanları fazlaca açık tutmaktan kaçınılmalıdır. Ayrıca , elini çabuk tutarak, kovanları hemen kapatmalıdır. Kovanların işçi arı mevcudu kontrol edilir. Kovanların anaları olup olmadığı kontrol edilir. Öksüz kovanlar analı zayıf kovanlarla birleştirilir. Kovanlardaki fazla boş petekler çıkartılır. Yavru ve yumurta için teşvik şuruplaması yapılır. Elimizde varsa, ihtiyaçlı kovanlara ballı çerçeve takviyesi yapılır. Rutubetten dip tahtası ıslanan kovanlar varsa , ya dip tahtası ya da kovan değiştirilir.veya sıcak bir günde , yanan bir ateşte dip tahtası kurutulur
NİSAN AYI BAKIMI
Bu ayda Martta başlanan işlere genellikle devam edilir. Yemlemeye devam edilir.15 günde bir kovanlar açılarak, iş çalışması kontrol edilir. Gerek duyulan kovanlara kabartılmış petekler azar azar verilir. Her hafta arıların çalıştığı saatlerde kovanlar dıştan kontrol edilerek, kuşkulanılan kovanlar açılarak denetlenir. Nisan sonlarında , kuvvetli kovanlar oğula hazırlanabilir. Oğul verebilecek 10 çerçevesi tam dolu kovanlar, ya bölünür veya balık ilavesi verilir. Arıcı arzusuna göre hareket ederek, isterse tabii oğula da bırakabilir. Zayıf kovanlar yavru ve yumurtalı çerçevelerle takviye edilir. Çok zayıf kovanlara yavrulu çerçeve takviyesi takviyesi, üzerindeki işçi arılarla birlikte verilir. Bu defa , birleştirme çerçevesi kullanılarak , birleştirme işlemi yapılır. Bu işlemde , verilen çerçeve üzerinde ana arının bulunmaması gerekir.
MAYIS AYI BAKIMI
Nisan ayında yapılan bölmelerin durumları izlenir. Fazlalık analar ile öksüz kovanlar analandırılır veya bazı analar ile yeniden bölme yapılır. Mayıs ayında hava koşullarına, doğal bitki örtüsüne ve kovanların yiyecek durumlarına göre , yemleme sürdürülür. Doğal oğul arzu edilmiyorsa, ana arı memeleri kesilerek yok edilir. Oğulların bakımına özen gösterilerek, genç çiftleşmiş analar yumurtlamaya kadar izlenmelidir. Gerek duyulan kovanlara, çerçeve durumlarına göre ballık ilave edilir. Uçma delikleri iyice genişletilir (Havalar serin gidiyorsa, uçma deliği normal bırakılır.) Seyyar arıcılık yapacak arılar, kovanları taşıyacakları yerleri belirleyerek bölge hakkında bilgi sahibi olmalıdırlar.
HAZİRAN AYININ BAKIMI
Oğulların bakım ve kontrolüne devam edilir. Taşınan kovanlar muayene edilir. Ballık ve çerçeve ilavesi yapılır. Oğula yatan kovanlar kontrol edilir. Nektarin geliş durumu kontrol edilir. Sıralanan petekler hasat edilir. Süzülüp tekrar kovana verilir. Bölgedeki doğal bitki örtüsünün durumuna göre, gerek duyulursa, yeni bölgelere (örneğin, ayçiçeğine )kovanlar taşınır.
TEMMUZ AYI BAKIMI
Kovanların taşınması ve kontrolü yapılır. Bal geliş durumu izlenerek, gözlemci kovan her akşam üstü tartılır. İhtiyaç duyulan kovanlara ballık ve çerçeve ilave edilir. Ayrıca; su ihtiyacının sağlanmasına çalışılır. Zayıf kovanların birleştirilmesi gerekir.
AĞUSTOS BAKIMI
Genellikle bal toplama devresi olduğundan, kovanların genel durumu kontrol altında tutulur. Kovanlarda temizlik devam eder. Dolu rçeveler çıkarılarak yerlerine boşlar konur.kovanlar geceleri sarsılmadan bol çiçekli, florası zengin yerlere nakledilir.Arılarda görülecek hastalık ve zararlılarla mücadele edilir.
EYLÜL AYI BAKIMI
Bal hasadı çerçevenin tümünün veya en az 2/3’ünün sıralandığı zaman, bal hasat edilmelidir. Sırlanmış, olgunlaşmamış ballar hasat edilirse, erken kristalize olur veya ekşimeler görülebilir.) Sağlam çerçevelerdeki ballar süzülerek, boş petekler yeniden kovanlara verilir. Verilen bu boş petekler işçi arılar tarafından onarılarak, bal bulunabilirse, yeniden doldurulabilir. Bal sağımda yağmacılığa meydan vermemek için, çok dikkatli davranmak gerekir. kovanlarda bakım işleri devam eder. Soğuk bölgelerde kovan ağızları daraltırılır. Soğuk başlayan bölgelerde kovanlarda kışlık yem durumları kontrol edilir.
EKİM AYI BAKIMI
Arıları kışa hazırlama bakımından ekim ayı çok önemlidir. Bu ayda arılar tam bir kontrolden geçirilir. Ana durumları, yavru durumu, işçi arı durumu ve kışlık bal durumu kontrol edilir. Anasız kovanlar birleştirilir. İşçi arısı az ve zayıf kovanlar kışı çıkaramayacağı için birleştirilmelidir. Mevcut durumu iyi olup, balı noksan olanlar varsa, ballı çerçeve verilir. Yoksa, şurupla besleme yapılır. Kışa hazırlanan kovanlarda, yavru çürüklüğü hastalığına karşı koruyucu olarak, yemleme şurubuna teramisin katılır. Mozeraya karşı da koruyucu olarak fumidil-B şuruba katılarak yemleme yapılır. Ekim ayı sonlarında, etkili bir varroa mücadelesi yapılmalı ve arılar kışa varroadan temizlenmiş olarak girmelidir. Kışa hazırlanan kovanlarda, arıların kaplayabileceği kadar çerçeve kuluçkalıkta bırakılmalı, balı alınmalıdır. Arı mevcuduna göre, kovanda 10-20 kg. bal bırakılırsa, kış için yeterli olur. Kışa hazırlanan kovanlar yağmurdan korunmalı, uçma delikleri daraltılmalı, yağmur ve rutubetten korunmalıdır. Hazırlanan kovanlar kışlanacağı yerde rahatsız edilmemelidir.
KASIM AYI BAKIMI
Ekim ayında yapılan işler tamamlanır. Zayıf ve anasız arılar birleştirilir. Arılar yeteri besin bırakılmış kovanlarda kış uykusuna bırakılır.
Arılar devamlı olarak kovanda olduklarından kovan ağızlarının temizliği ve havalandırma yapılır. Arılar için yeteri yem yoksa bez parçasına toz şeker konarak kovan içine yerleştirilir.Uyuyan arıların düşüp ölmemesi için kovan ve petekler sarsılmamalıdır Kovanlarda görülmesi muhtemel hastalık ve zararlılarla mücadele edilir
ŞUBAT AYI BAKIMI
Hava koşulları uygun gidip, çiçekler açmış ve arılar çalışmaya başlamışsa , şubatın son haftası kovanlarda ilk kontroller yapılır. Bu kontrollerde ; sönen kovanlar varsa, ballı çerçeveleri alınıp , kovan kapatılır. Bu yolla yağmacılığa da meydan verilmemiş olur. Aç kovanlar varsa, ballı çerçeve verilir. Ballı çerçeve yoksa , şurup ile besleme yapılır. Bu besleme işlemi , kovanda aç kalma tehlikesi ile karşılaşılmadıkça yapılmaz. Çünkü, normal arılar erken beslemeye tabi tutulursa , fazlaca yavruya yatar. Bunun sonucu, soğuklarda yavruları üşütme olasılığı artar. Verilecek şuruplar 1 ölçü şeker, 1 ölçü sudan yapılır. Su kaynatılır. İnsan tenini yakmayacak kadar soğuduktan sonra şeker katılır ve eritilir. 5 litre şuruba 1 gr terramisin veya bir paket apimisin suda erimiş olarak ilave edilir.Yavru çürüklüğüne karşı, koruyucu olarakilaçlı şurupla besleme yapılır. Şubat ayında , ayrıca varroaya karşı mücadele yapılır. Çünkü, şubatta yavru ve yumurta yoktur veya az miktardadır. Yavrunun az olduğu dönem, varroa ilaçlaması için idealdir.Kullanılacak ilaçlar devamlı olarak değiştiği için ,Tarım İl Müdürlüğünden öğrenilmesi gerekmektedir.
MART AYI BAKIMI
Arılarda esaslı muayene ve bakım işlemlerine mart ayında başlanır. Mart ayında arılar yavru ve yumurtaya başlarlar. Bu nedenle, kovanların açılması ve muayenesi havanın güneşli, rüzgarsız ve sıcaklığın 15 derecenin üzerinde olduğu 12.00-14.00 saatleri arasında yapılmalıdır. Yavruları üşütmemek için, kovanları fazlaca açık tutmaktan kaçınılmalıdır. Ayrıca , elini çabuk tutarak, kovanları hemen kapatmalıdır. Kovanların işçi arı mevcudu kontrol edilir. Kovanların anaları olup olmadığı kontrol edilir. Öksüz kovanlar analı zayıf kovanlarla birleştirilir. Kovanlardaki fazla boş petekler çıkartılır. Yavru ve yumurta için teşvik şuruplaması yapılır. Elimizde varsa, ihtiyaçlı kovanlara ballı çerçeve takviyesi yapılır. Rutubetten dip tahtası ıslanan kovanlar varsa , ya dip tahtası ya da kovan değiştirilir.veya sıcak bir günde , yanan bir ateşte dip tahtası kurutulur
NİSAN AYI BAKIMI
Bu ayda Martta başlanan işlere genellikle devam edilir. Yemlemeye devam edilir.15 günde bir kovanlar açılarak, iş çalışması kontrol edilir. Gerek duyulan kovanlara kabartılmış petekler azar azar verilir. Her hafta arıların çalıştığı saatlerde kovanlar dıştan kontrol edilerek, kuşkulanılan kovanlar açılarak denetlenir. Nisan sonlarında , kuvvetli kovanlar oğula hazırlanabilir. Oğul verebilecek 10 çerçevesi tam dolu kovanlar, ya bölünür veya balık ilavesi verilir. Arıcı arzusuna göre hareket ederek, isterse tabii oğula da bırakabilir. Zayıf kovanlar yavru ve yumurtalı çerçevelerle takviye edilir. Çok zayıf kovanlara yavrulu çerçeve takviyesi takviyesi, üzerindeki işçi arılarla birlikte verilir. Bu defa , birleştirme çerçevesi kullanılarak , birleştirme işlemi yapılır. Bu işlemde , verilen çerçeve üzerinde ana arının bulunmaması gerekir.
MAYIS AYI BAKIMI
Nisan ayında yapılan bölmelerin durumları izlenir. Fazlalık analar ile öksüz kovanlar analandırılır veya bazı analar ile yeniden bölme yapılır. Mayıs ayında hava koşullarına, doğal bitki örtüsüne ve kovanların yiyecek durumlarına göre , yemleme sürdürülür. Doğal oğul arzu edilmiyorsa, ana arı memeleri kesilerek yok edilir. Oğulların bakımına özen gösterilerek, genç çiftleşmiş analar yumurtlamaya kadar izlenmelidir. Gerek duyulan kovanlara, çerçeve durumlarına göre ballık ilave edilir. Uçma delikleri iyice genişletilir (Havalar serin gidiyorsa, uçma deliği normal bırakılır.) Seyyar arıcılık yapacak arılar, kovanları taşıyacakları yerleri belirleyerek bölge hakkında bilgi sahibi olmalıdırlar.
HAZİRAN AYININ BAKIMI
Oğulların bakım ve kontrolüne devam edilir. Taşınan kovanlar muayene edilir. Ballık ve çerçeve ilavesi yapılır. Oğula yatan kovanlar kontrol edilir. Nektarin geliş durumu kontrol edilir. Sıralanan petekler hasat edilir. Süzülüp tekrar kovana verilir. Bölgedeki doğal bitki örtüsünün durumuna göre, gerek duyulursa, yeni bölgelere (örneğin, ayçiçeğine )kovanlar taşınır.
TEMMUZ AYI BAKIMI
Kovanların taşınması ve kontrolü yapılır. Bal geliş durumu izlenerek, gözlemci kovan her akşam üstü tartılır. İhtiyaç duyulan kovanlara ballık ve çerçeve ilave edilir. Ayrıca; su ihtiyacının sağlanmasına çalışılır. Zayıf kovanların birleştirilmesi gerekir.
AĞUSTOS BAKIMI
Genellikle bal toplama devresi olduğundan, kovanların genel durumu kontrol altında tutulur. Kovanlarda temizlik devam eder. Dolu rçeveler çıkarılarak yerlerine boşlar konur.kovanlar geceleri sarsılmadan bol çiçekli, florası zengin yerlere nakledilir.Arılarda görülecek hastalık ve zararlılarla mücadele edilir.
EYLÜL AYI BAKIMI
Bal hasadı çerçevenin tümünün veya en az 2/3’ünün sıralandığı zaman, bal hasat edilmelidir. Sırlanmış, olgunlaşmamış ballar hasat edilirse, erken kristalize olur veya ekşimeler görülebilir.) Sağlam çerçevelerdeki ballar süzülerek, boş petekler yeniden kovanlara verilir. Verilen bu boş petekler işçi arılar tarafından onarılarak, bal bulunabilirse, yeniden doldurulabilir. Bal sağımda yağmacılığa meydan vermemek için, çok dikkatli davranmak gerekir. kovanlarda bakım işleri devam eder. Soğuk bölgelerde kovan ağızları daraltırılır. Soğuk başlayan bölgelerde kovanlarda kışlık yem durumları kontrol edilir.
EKİM AYI BAKIMI
Arıları kışa hazırlama bakımından ekim ayı çok önemlidir. Bu ayda arılar tam bir kontrolden geçirilir. Ana durumları, yavru durumu, işçi arı durumu ve kışlık bal durumu kontrol edilir. Anasız kovanlar birleştirilir. İşçi arısı az ve zayıf kovanlar kışı çıkaramayacağı için birleştirilmelidir. Mevcut durumu iyi olup, balı noksan olanlar varsa, ballı çerçeve verilir. Yoksa, şurupla besleme yapılır. Kışa hazırlanan kovanlarda, yavru çürüklüğü hastalığına karşı koruyucu olarak, yemleme şurubuna teramisin katılır. Mozeraya karşı da koruyucu olarak fumidil-B şuruba katılarak yemleme yapılır. Ekim ayı sonlarında, etkili bir varroa mücadelesi yapılmalı ve arılar kışa varroadan temizlenmiş olarak girmelidir. Kışa hazırlanan kovanlarda, arıların kaplayabileceği kadar çerçeve kuluçkalıkta bırakılmalı, balı alınmalıdır. Arı mevcuduna göre, kovanda 10-20 kg. bal bırakılırsa, kış için yeterli olur. Kışa hazırlanan kovanlar yağmurdan korunmalı, uçma delikleri daraltılmalı, yağmur ve rutubetten korunmalıdır. Hazırlanan kovanlar kışlanacağı yerde rahatsız edilmemelidir.
KASIM AYI BAKIMI
Ekim ayında yapılan işler tamamlanır. Zayıf ve anasız arılar birleştirilir. Arılar yeteri besin bırakılmış kovanlarda kış uykusuna bırakılır.
12 Temmuz 2015 Pazar
kara kovanın arılar tarafından oluşturulmasını izliyoruz.balabanbal-turkiyehoneybeeblogspot.com.karakovan budur
arıların fenni petek takılmadan oluşturdukları petekle örülmüş kovana karakovan bal denir arılar oluşturdukları peteklere toplamış olduğu polen ve nektarları birleştirip salgıladıkları enzimleri bala dönüştürür tabi bunu biz insanlar için değil kendi kolonilerinin devamını sağlamak için oluştururlar kışın kış salkımı olup bir dahaki bahara yaşamlarını devam ettirmekiçin bu olayı gerçekleştirirler tabii biz insan oğlu bu balı onlardan bilerek çalıyoruz bizim için yapılmış bir bal yada olay yoktur tüm bu olayın gerçekleşmesi soyunu devam ettirmek için arılar bal yapar kışında bu yapmış olduğu balı yiyerek yaşamlarını sürdürürler bu balla kışı geçirirler bahar kadar yetecek balı olmayan arılar yavaş yavaş koloninin azalmasına veya tamamen bitmesine neden olur sonları gelir arıların bahara çıkması için bu bala ihtiyaç duyarlar kara kovan bal değerli bir bal olup arının yapmış olduğu petekle değerlendirilip yenirse daha sağlıklıdır tabii bu damak tadına göre değişir kimi balı süzme sever dünyanın oluşumunun devamı için gerekli hemen hemen tek canlı türü arıdır arılar insan oğlunun çok büyük yardımcısıdır hem bize bal sağlarlar hemde endemik bitkilerin tohumlanması için hayati önem taşır tohumlanamayan bir bitki boş olur seneye tohumun tohumlanamayanı yararsız olup ancak tohumlanmış bitki tohumunun yaşamsal değeri vardır tohumlanmış bitkiler toprakla buluştuğunda baharda bize tekrar ulaşır döngü devam eder insanoğluda bu yaşamdan payını alır
adil yıllı
saygılar
9 Temmuz 2015 Perşembe
balabanbal kovan bekçileri yetişiyor satılık bal kestane ve ıhlamur çiceklerinden oluşan kaliteli doğal bal.balın tanımı
BALIN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ |
---|
Balarısının en önemli ürünü olan bal, çok eski yıllardan beri, değeri kesinlikle kabul edilen kıymetli bir besin maddesidir. 15.000 sene kadar önce İspanya'daki mağaralardan birisinin duvarına; bir ressam, bal peteğinden bal alan komşusunun resmini çizmiştir. Geçen 10.000 yıl zarfında hiç kimse baldan daha tatlı ve saf bir yiyecek keşfetmemiştir. Bileşimindeki en önemli madde olan meyva şekeri;levülozdan dolayı şeker kamışından daha tatlıdır. Hangi sofra şekeri, geçmiş yazların Güneş ışığını biriktirerek taşıyabilir. Veya elma, portakal, yonca ve ıhlamur çiçeklerinin saf kokularını sinesinde toplayabilir. Sofra şekerinin, tuz gibi tek tadı vardır. Her çeşit balın ise, kendine göre bir lezzeti vardır.
BALIN TANIMI
Uluslararası Gıda Tüzüğü'ne göre bal:
"Balarıları tarafından, çiçeklerin nektarlarından veya bitkilerin yaşayan kısımlarından alınan özsuların toplanarak; vücutlarındaki özel maddeler yardımıyla işlenereküretilen; petek gözlerine depolanıp olgunlaştırılan, tatlı bir maddedir."
"Balarıları tarafından, çiçeklerin nektarlarından veya bitkilerin yaşayan kısımlarından alınan özsuların toplanarak; vücutlarındaki özel maddeler yardımıyla işlenereküretilen; petek gözlerine depolanıp olgunlaştırılan, tatlı bir maddedir."
Bal, bütün yiyeceklerin en safıdır. İyi olgunlaştırıldığı zaman, şeker konsantrasyonu o kadar yüksek olur ki, bakterilerbir iki saatten fazla içinde yaşayamazlar. Bir Mısır Kral ailesine ait eski bir mezarda(3300 yıllık), kararmış ve sertleşmiş fakat saflığını kaybetmemiş bal bulunmuştur. Balda yapılan hilenin ortaya çıkmaması imkansızdır.Sulandırılınca hemen bozulmaktadır. Bal peteğinin mumu ve arıların kendi gudde ifrazatı da, aynen taklit edilememektedir. Böcek uzmanları bile nektarın nasıl bal haline geldiğini tamamen anlamış değildirler.
İstanbul Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, sazan balığı sayısındaki azalmayı önlemek için su kaynaklarına toplam 42 bin yavru sazan bıraktı.
İstanbul Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, sazan balığı sayısındaki azalmayı önlemek için su kaynaklarına toplam 42 bin yavru sazan bıraktı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2015 yılı yatırım programında yer alan'Balıklandırma Projesi' kapsamında harekete geçen İstanbul Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, sazan sayısında azalma görülen göletlere pullu sazan balığı takviyesi yaptı. Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğü ekipleri, Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretim ve Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü’nde üretilmiş olan pullu sazan yavrularını Beykoz ve Şile ilçelerinde bulunan iç su kaynaklarına bıraktı. İstanbul Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hamit Aygül’ün bizzat katıldığı balıklandırma çalışmalarında; Beykoz'un İsaklı, Bozhane, Paşamandıra, Cumhuriyet, Kanlıdere, Mahmut Şevket Paşa göletleri ile Şile ilçesinde bulunan Saklıgöl rezervuarlarına toplam 42 bin pullu sazan yavru takviyesi yapıldı.
İstanbul Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hamit Aygül, Bakanlığın başlatmış olduğu projeyi İstanbul’da başarıyla uyguladıklarını belirterek, projenin amacının iç sularda azalan balık sayısını artırmak ve amatör balıkçılığı geliştirmek olduğunu söyledi. İnsanların çevreyi bilinçsizce kirletmesi ve yine bilinçsizce avlanma nedeniyle birçok su ürününün tükenme noktasına geldiğini vurgulayan Aygül, “Doğadaki ekolojik dengeyi mutlaka korumak zorundayız. Bakanlığımızın başlatmış olduğu Balıklandırma Projesi çerçevesinde özellikle baraj, göl ve akarsularımızdaki balık türlerini sıkı takibe aldık. Zira balıksız su, insansız şehre benzer. Amatör balıkçılarımızın, bırakmış olduğumuz bu balıkları 1.5 yıldan önce avlamaması gerekir. Biz İstanbul Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü olarak bunun takipçisi, olmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
8 Temmuz 2015 Çarşamba
6 Temmuz 2015 Pazartesi
Propolis... Bal Arılarından Gelen Sağlık.propolis'te sağlık saklı.balabanbal
Propolis... Bal Arılarından Gelen Sağlık
Bal Arılarından Gelen Sağlık:
Propolis
Belki ilk kez duydunuz bu kelimeyi, ama devamı var:
Eğir mumu, arı mumu, arı yapışkanı, eğer mumu, laden, eğil mumu, eğri mum, girabolu, kirebolu, pireboli halk arasında propolise verilen adlardan bazıları. Yöresel isimlerinden de anlaşılacağı üzere propolis arılarla ilgili bir terim. Propolis terimi bize bitkilerle bal arılarının müthiş bir uyum içinde çalışarak ürettiği mucizevi bir ürünü anlatıyor.
Bilim ve Teknik Eylül 2011 / *Ömür Gençay Çelemli -**Aslı Özkırım
* Dr, Hacettepe Üni. Arı ve Arı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi
* * Dr, Hacettepe Üni. Biyoloji Bölümü Arı Sağlığı Laboratuvarı
Bitkilerin kendilerini korumak için salgıladığı reçinemsi maddenin, bal arıları tarafından kendi çıkarları için kullanılması sonucu oluşan propolis, insanlar için de çok faydalı olmuş. İnsanlar bu üründen faydalanmış ve pek çok alanda bu değerli ürünü kullanmıştır.
Peki nedir propolis?
Bitkilerin büyük bir bölümü yapraklarını, çiçeklerini ve meyvelerini, mikrop üremesine ve çürümeye karşı ürettikleri, su geçirmez ve ısı yalıtımı sağlayan reçinemsi maddelerle korur.
Bal arıları bu antimikrobiyal (mikrop üremesini engelleyen) özellikli reçinemsi maddeleri ağaçların gövdelerindeki çatlaklardan, tomurcuklardan ve yapraklardan toplar ve kovana getirir. Kovana getirilen ve değişik miktarlarda mumla karıştırılan bu reçinemsi madde propolis olarak adlandırılır ve kovan içinde kullanıma hazırdır.
Kovanın hem temizlik hem de yalıtım maddesi propolis
Olağanüstü bir yaşam disiplini ve iş bölümü ile örnek almamız gereken bir yaşam sürdüren bal arıları için topladıkları propolis, aslında kovanın hem temizlik hem de yalıtım maddesidir. Kış mevsimine hazırlanan arılar sonbaharda kovan girişini daraltmak, çatlakları ve gedikleri sıvamak, kovanın soğuk ve nem girebilecek her türlü deliğini onarmak amacıyla tüm bu alanları propolisle kaplar.
Propolis böylelikle arıların en önemli barınağı olan kovanlarını hem kışın soğuğundan hem de dışarıdan gelebilecek mikroplardan korumuş olur. İlkbaharda dışarı çıkmak için yine propolise ihtiyaç vardır. Öncelikle eski propolisler sökülür, kovan içinde hep birlikte aynı anda kanat çırparak kovan havalandırılır ve ilkbaharla birlikte gelen yaşam sevincine katkıda bulunacak arı yavruları (larvalar) için tüm petek gözleri propolisle temizlenir ve cilalanır.
Ana arı (kraliçe arı), yumurtalarını bu petek gözlere teker teker bırakacak ve her bir gözde, büyüdüğünde yaz boyunca bal yapmak için çalışacak genç, güçlü, çalışkan arıları meydana getirecek yavrular oluşacaktır.
Kraliçe arı yumurtlamadan, her bir gözü propolisle siler, parlatır
Doğadaki her canlı yavrusuna özenle bakar, besler, büyütür.Arılarda da bu bakım kusursuzdur. Bakıcı arılar daha kraliçe arı yumurtlamadan, her bir gözü propolisle siler, parlatır. Propolisin yoğun antimikrobiyal özelliği arı larvalarını her türlü hastalıktan korurken, antioksidan ve hücre yenileyici özellikleri larvaların arı sütünün de yardımıyla çok hızlı büyüyüp gelişmesini ve sağlıklı kalmasını sağlar.
Petek gözlerin propolisle temizliği, sofralarımıza gelecek, ağzımızı tatlandırırken sağlık da verecek başka bir olağanüstü karışım olan balın depolanacağı, yumurta bırakılmayacak gözler için de geçerlidir. İşte arının üşenmeden, yorulmadan topladığı ve kendine özgü bir şekilde yoğurduğu bu mucize ürün, hem balına hem de yavrusuna hijyenik bir ortam sağlamak ve tüm tehlikelerden korumak amacıyla kullandığı müthiş bir adaptasyondur.
Arılar propolisi nereden toplar?
Bal arılarının propolis toplamak için tercih ettiği başlıca bitkiler arasında kavak, at kestanesi, kestane, söğüt, akçaağaç, çam, meşe, huş, köknar, kızılağaç, fındık, ökaliptus ve karaağaç sayılabilir. Ülkemizde yapılan çalışmalar sonucunda bal arılarının çoğunlukla kavak, söğüt ve kestane ağaçlarından propolis topladığı belirlenmiştir.
Aristoteles arıları saydam bir kovandan incelemek isteyince...
Ülkemizde kullanımı halen çok az olan propolise dair bilgilerin tarihçesi aslında hayli eskiye, milattan öncesine dayanmaktadır. Ünlü Yunan filozof Aristoteles, arıların çalışmasını saydam kovan kullanarak incelemek istemiş, ancak kovanın saydamlığı koyu renkte mumsu maddeler ile kapatılmıştır. Bu koyu renkli maddenin propolis olduğu tahmin edilmektedir.
Propolisin tarihçesi
Propolisin, insanlar üzerindeki olumlu etkileri çok eskiden beri bilinmekte, halk arasında kullanımı çok eski çağlara dayanmaktadır. İlk olarak milattan önceki yıllarda Yaşlı Plinius’un Roma’daki okulunda propolisin ağrı azaltıcı, yara iyileştirici özellikleri tanımlanmıştır.
Mısırlılariçin ise daha erken dönemlerde bile arının dinsel bir önemi vardı, cesaret ve güvenin sembolüydü. Eski çağlarda Mısırlılar propolisi bazı hastalıkların tedavi edilmesinde, ölülerin mumyalanmasında kullanmaktaydı.
Romalılarda arıya saygı duymuş ve propolisi yaygın olarak kullanmıştır. Yazıtlarda, Roma tanrısı Jüpiter’in güzel Melissa’yı arıya çevirdiği ve böylece mucizevi, iyileştirici propolisi ürettiği anlatılır.
Hippokrates(MÖ 460-377) propolisin deri hastalıkları, ülser ve sindirim sistemi rahatsızlıklarının tedavisinde kullanıldığını belirtmiştir.
Afrika’daise propolis ilaç olarak uzun zamandır kullanılmaktadır.
12. yüzyıla ait Avrupa kayıtlarında, propolisin ağız, boğaz enfeksiyonları ve diş sağlığıiçin kullanılan tıbbi preperasyonları tanımlanmıştır.
Propolisin eski zamanlara dayanan diğer bir kullanımı da vernik olarak kullanılmasıdır. İtalya’da 17. yüzyılda Stradivari, propolisi telli enstrümanların cilalanmasındakullanmıştır.
Bunların yanı sıra çok eski çağlardan beri yapıştırıcı ve çatlakları kapatıcı olarak, tahta ve başka yüzeyleri korumak için, özellikle de antimikrobiyal özelliğinden dolayı sağlık koruyucu olarak kullanılmaktadır.
Propolisin fiziksel özellikleri
Bu kadar değerli bir ürün olan propolisin görüntüsü aslında pek de hoş değildir, kokusu ise kimine hoş gelen, kiminin de çok keskin bulduğu reçinemsi bir kokudur. Propolisin standart bir rengi yoktur. Sarıdan koyu kahverengiye, bazen de yeşile çalar. Bu renk çeşitliği propolisin toplandığı bölgeye dolayısıyla bitkisel kaynağına bağlıdır. Örneğin ılıman iklime sahip ülkelere ait örnekler, ülkemizde de olduğu gibi aşağı yukarı belirgin bir kahverengiyken, tropik iklime sahip ülkelerde ve Avusturalya’da propolisin rengi siyahtır. Finlandiya propolisi turuncudur, Küba propolisi ise koyu menekşe rengidir.
Propolisin yapışkan bir kıvamdadır. Bundan dolayı arıcılar arasında arı yapışkanı olarak da adlandırılır. Kovandan topladığınız zaman elinizde reçinemsi bir koku ve sarı-kahverengi lekeler bırakır.
Propolisin insanlar için önemi
Propolisi anlatıp durduk: Bitkiler salgılıyor, bal arıları topluyor, onların kovanlarından da insanlar alıp kullanıyor. Peki günümüzde propolis insanların ne işine yarıyor?
İçeriğindeki çok sayıda etken bileşik sayesinde propolisin bazı biyolojik etkileri var. Ancak her propolis aynı etkilere sahip değil. Çünkü her bölgede arıların propolis topladığı bitkiler farklı. Bunun sonucunda da propolisin hem içeriğinde hem de biyolojik etkilerinde çeşitlilik ortaya çıkıyor. En önemli özelliği daha önce de değindiğimiz gibi antimikrobiyal özelliği. Bunun yanı sıra iltihap önleyici, ülser önleyici, lokal anestezik, karaciğer koruyucu, bağışıklık sistemini güçlendirici etkilerini sayabiliriz.
Üstelik propolisin her geçen gün yeni etkileri keşfediliyor
Çok sayıdaki etkisinden dolayı propolisten elde edilebilecek ürün yelpazesi de hayli geniş. Propolis tıpta, kozmetikte ve gıda sektöründe kullanılıyor. Propolisli tabletler, pastiller,cilt kremleri, nemlendirici kremler, şampuanlar, rujlar, diş macunları ve ağız spreyleri gibi ticari ürünler var. Ülkemizde propolisle ilgili çok az yerli ürün bulunmasına karşın çok sayıda ithal ürüne ulaşılabiliyor.
Ham bir şekilde tüketilmemeli
Propolis kullanımında üzerinde durmamız gereken en önemli nokta propolisi kovandan alır almaz ham bir şekilde tüketmemek olacaktır. Yaygın olmasa da bazı kişilerde alerjik tepkilere neden olabilmektedir, bu tepki genelde deri yangısı şeklinde gözlenmektedir. Bundan dolayı propolisi mutlaka işlenmiş halde tüketmek gerekir, çünkü işlenme sırasında alerjik etkisi yüksek oranda yok olmaktadır.
Dünyada ikinci sırada yer alan Türkiye arıcılığı ve propolis üretimi
Doğanın ve arının bu mucizevi ürününden en verimli şekilde faydalanabilmemiz onu günlük hayatımıza işlenmiş ürünler halinde dahil etmemizle mümkün olacaktır. Bal arılarını propolis üretmeye teşvik etmek, sonrasında da ürettikleri propolisi işleyip sadece insan sağlığını değil esas amacı olan arı sağlığını da korumak amacıyla kullanmak, dünyada ikinci sırada yer alan Türkiye arıcılığını bilimsel yönde destekleyecek, arıcılarımızın sadece bal değil insanlığa ve arılara yararlı diğer arı ürünlerini de üretmesi ve değerlendirmesine katkı sağlayacaktır.
5 Temmuz 2015 Pazar
3 Temmuz 2015 Cuma
2 Temmuz 2015 Perşembe
organik arıcılık.arı.bal.kovan.balabanbal.%100bal.karakovanbal.
Arıcılık |
ORGANİK ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ Organik arı yetiştiriciliği kuralları aşağıda belirtilmiştir. Arıcılık ürünleri, Organik Tarım Yönetmelik hükümlerinin asgari bir yıl uygulanması kaydıyla organik ürün olarak pazarlanabilir. Irk seçiminde, arıların yerel koşullara adapte olabilme kapasitesi, dayanıklıkları ve hastalıklara karşı dirençleri göz önüne alınmalıdır. Apis mellifera türünün ırkları ve yerel ekotipleri tercih edilmelidir. Kapasite artırımı, kolonilerin bölünmesi veya organik arıcılık yapan diğer işletmelerden oğul veya kovan alınabilir. Yetkilendirilmiş kuruluşdan önceden izin alınması kaydıyla, işletmenin sahip olduğu konvansiyonel arı kolonileri, organik arıcılığa geçiş amacı ile kullanılabilir. Organik Tarım Yönetmelik hükümlerine göre üretim yapmayan arıcılardan sağlanan arı oğulları, bir yıllık geçiş süreci içerisinde kullanılabilir. Sağlık veya felaket nedenleriyle yüksek hayvan ölümlerinin olması durumunda ve Organik Tarım Yönetmelik hükümlerine uygun kovanların mevcut olmaması halinde, geçiş sürecine tabi olmaları kaydıyla, yetkilendirilmiş kuruluş tarafından kovanların yeniden oluşturulmasına izin verilebilir. Kolonilerin yenilenmesi amacıyla, Organik Tarım Yönetmelik hükümlerine uygun olmayan, yılda % 10 oranında ana arı ve erkek arı, organik üretim yapılan kovanlara yerleştirilmeleri kaydıyla, organik üretim yapılan birimlere alınabilir. Bu durumda geçiş süreci uygulanmaz. Kovanların yerleşimi aşağıdaki hususlara uygun olmalıdır; 1) Arılar için yeterli miktarda doğal nektar, balözü ve polen kaynağı bulunmalı ve suya erişim imkanı olmalıdır. 2) Üretim bölgesinin 3 km yarıçapı içerisinde bulunan nektar ve polen kaynakları, organik olarak üretilen ürünlerden, doğal veya arıcılık ürünlerinin organik olma niteliğini etkilemeyecek bitki örtüsünden oluşmalıdır. Bu alanda yeteri miktarda polen ve nektar bulunamaması halinde, üreticinin arılarını yukarıdaki şartlara uygun olmayan bir alana nakletmesi durumunda, üretimini organik tarım usul ve esaslarına uygun yapmak kaydıyla ürün elde eder ve bu ürün organik olarak değerlendirilemez. Söz konusu kovanların belirtilen bölgeye tekrar nakledilmesi halinde geçiş süreci uygulanmaz. Yukarıda belirtilen yarıçap içerisinde, aynı üretici tarafından, organik ve konvansiyonel arıcılık birlikte yapılamaz. Üretim sezonu sonunda arıların kışı geçirebilmesi için kovanlarda yeterli miktarda bal ve polen bırakılmalıdır. İlkbahar döneminde arı kolonilerinin beslenmesinde organik bal kullanılır. İklim koşullarının balın kristalleşmesini hızlandırdığı durumlarda, beslemede organik metotla üretilen bal yerine organik metodlarla üretilen şeker şurubu veya organik şeker melası kullanılmasına yetkili kuruluş tarafından izin verilebilir. Besleme ile ilgili olarak kayıtlara, ürünün tipi, uygulama tarihi, miktarı ve kullanıldığı kovanlara dair bilgiler yazılır. Besleme işlemi son bal hasadı ile müteakip nektar veya balözü döneminden önceki 15 gün arasında yapılır. Arıcılıkta hastalıkların önlenmesi için; 1) Dayanıklı uygun ırklar seçilmelidir. 2) Ana arıların düzenli olarak yenilenmesi, her hangi bir anomali tespiti için kovanların sistematik olarak kontrolü, kovanlardaki erkek yavru arıların kontrolü, düzenli aralıklarla malzeme ve teçhizatın dezenfekte edilmesi, kirlenmiş maddeler veya kaynaklarının imha edilmesi, balmumunun düzenli olarak yenilenmesi ve kovanlarda yeterli miktarda polen ve bal bırakılması gibi hastalıklara karşı direnç artırıcı ve enfeksiyon önleyici pratiklerin yapılması gerekir. Koruyucu önlemlere rağmen, koloniler hastalanır veya zarar görürse, derhal tedaviye alınmalı ve gerekirse koloniler ayrı kovanlarda izole edilmelidir. Organik Tarım Yönetmeliğne uygun arıcılıkta kullanılacak veteriner ilaçları aşağıdaki prensiplere uygun olmalıdır; 1) İlaçlar Türk İlaç Kodeksine uygun olmalıdır. 2) Tedavi edici etkilerinin öngörülen tedaviye uygun olması kaydıyla kimyasal bileşimli ilaçlar yerine fitoterapik ve homeopatik tedavi yöntemleri kullanılmalıdır. 3) Yukarıda bahsedilen ürünlerin kullanımı, kolonileri tehdit eden hastalık veya istilacıların yok edilmesinde etkili olmaması durumunda, yetkilendirilmiş kuruluşun sorumluluğunda, kimyasal bileşimli ilaçlar kullanılabilir. Ancak koruyucu amaçlı kimyasal bileşimli ilaçların kullanımı yasaktır. 4) Arı zararlısı Varroa için; formik asit, laktik asit, asetik asit, oksalik asit ve mentol, timol, okaliptol veya kafur kullanılabilir. 5) Kovanlarda zararlı mücadelesinde Organik Tarım Yönetmeliğinin Ek-1’de yer alan B. Bitki Koruma Maddeleri başlıklı bölümdeki ürünler kullanılır. Tedavi, kimyasal bileşimli ilaçlar ile yapılırsa, bu dönem içerisinde tedavi altındaki koloniler izole edilmiş bir bölgeye alınır, tedavi sonrası kovanlardaki balmumları alınır ve yerine organik balmumu veya boş çerçeve konulur. Bu kolonilere bir yıllık geçiş süreci uygulanır. Veteriner ilaçlarının uygulandığı zamanlar; aktif farmakolojik madde de dahil ürünün tipi, konulan teşhis, dozu, uygulama şekli, tedavi süresi ve ilacın yarılanma süresi açıkca kaydedilmeli ve ürünler organik ürün olarak pazarlanmadan önce yetkilendirilmiş kuruluşa bilgi verilmelidir. Organik arıcılıkta bakım, idare pratikleri ve kayıtları aşağıdaki gibidir; 1) Arıcılık ürünlerinin hasat edilmesi esnasında petekler içerisindeki arıların yok edilmesi yasaktır. 2) Ana arının kanatlarını kesmek gibi işlemler yasaktır. Ana arıların değiştirilmesi esnasında eski ana arının öldürülmesine izin verilir. Yalnızca Varroa bulaşan erkek yavru arıların yok edilmesine izin verilir. 3) Bal hasadında kimyasal sentetik sinek kovucu maddelerin kullanılması yasaktır. 4) Kovanların yerleştirildikleri alanlar kovan bilgileri ile birlikte kaydedilmelidir. Kovanlar bulundukları yerden başka yere yetkilendirilmiş kuruluş bilgisi dahilinde taşınabilir. 5) Arıcılık ürünlerinin üretimi, hasadı, işlenmesi ve depolanması esnasında kolonilere uygulanan koruyucu önlemler ve tedaviler kayıt edilmelidir. Arıcılıkta kullanılacak materyallerin ve kovanların özellikleri; 1) Kovanlar çevreye ve arıcılık ürünlerine risk getirmeyen doğal malzemelerden yapılmalıdır. 2) Kovanlar kimyasal boyalarla boyanamaz. 3) Yeni çerçeve için balmumu organik üretim yapan birimlerden sağlanmalıdır. Arıcılığa yeni başlandığında veya geçiş sürecinde organik olarak üretilen balmumunun pazarda mevcut olmaması durumunda, organik üretim biriminden alınmayan balmumunun kullanılmasına, analizlere dayanarak yetkilendirilmiş kuruluş tarafından izin verilir. 4) Üzerinde yavrulu gözler bulunan çerçevelerden bal sağımı yapılamaz. 5) Çerçeve, kovan, petek gibi malzemeleri zararlılardan korumak amacıyla yalnızca Organik Tarım Yönetmeliğinin Ek-8’indeki ürünlerin kullanılmasına izin verilir. Buhar veya doğrudan alev gibi fiziki uygulamalara da izin verilir. 6) Arıcılıkta kullanılan malzemelerin, binaların, teçhizatın ve kapların veya ürünlerin temizlenmesinde ve taşınmasında yalnızca Organik Tarım Yönetmeliğinin Ek-8’indeki maddeler kullanılabilir. Arıların taşınması sırasında hayvanlara stres yaratmaktan kaçınılır. 7) Karantina tedbirleri uygulanan ve uçakla ilaçlama yapılan alanlarda organik arıcılık yapılamaz. 8) Kovanların taşınması, depolanması, pazarlanmasında ve organik arı ürünlerinin, üretilmesi, işlenmesi, taşınması, ambalajlanması, etiketlenmesi, depolanması ve pazarlanmasında Organik Tarım Yönetmeliğinin İkinci Kısım, Dördüncü Bölüm hükümleri uygulanır. |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)