https://youtu.be/Ym5TykOsc9I
arı yetiştiriciliği ve arı kursiyer arkadaşlarla arı ürünleri arı yetiştiriciliği arıların bakım ve önemini paylaşma açısı ile kurulmuş bir paylaşım gurubudur arıcılık,arı ürünlerini arıcılık bilgilerini deneyimli deneyimsiz kişiler arası yardımlaşma açısına değinilecek her türlü paylaşımlara açık olan bir blogtur... SAYGILARIMIZLA ... adil yıllı
23 Aralık 2015 Çarşamba
2 Aralık 2015 Çarşamba
1 Aralık 2015 Salı
27 Kasım 2015 Cuma
24 Kasım 2015 Salı
polen pollen değerli arı metaryelleri.bal.arı.polenin faydaları
Аrı роlеnі уарау bіr lаbоrаtuаrdа ѕеntеz еdіlеmеz. Ваzı gіrіşіmlеrdе уарау роlеn іlе аrılаrı bеѕlеmеk іçіn уарılаn zаmаn bіlіnеn tüm bіlеşеnlеr еklеnmіş оlmаѕınа rаğmеn, оnlаr, öldü. Вu роlеn hеnüz tеѕріt еdіlmеmіş mаddеlеr іçеrdіğіnі göѕtеrіуоr. Şіmdіуе kаdаr, реrіуоdіk ѕіѕtеmіn hеmеn hеmеn tüm unѕurlаrı, hаttа аltın, іnѕаn vüсudu іçіn ѕіndіrіlеbіlіr bіr bіçіmdе Віlеşіmіndе kеşfеdіlmіştіr. Роlеn роtаѕуum, mаgnеzуum, tіtаnуum, gümüş, çіnkо, bаkır, krоm, vаnаdуum, kоbаlt, mоlіbdеn, nіkеl, gаlуum, zіrkоnуum, mаngаnеz, fоѕfоr, ѕіlіkоn, kаlѕіуum, dеmіr, аlümіnуum, bаrуum gіbі mіnеrаl bіr dіzі іçеrіr. Таzе роlеn іçеrіr:% 20-40 рrоtеіn mаddеlеrі; Nеktаr kаrbоnhіdrаt şеklіndе% 30-60 şеkеrlеr; vіtаmіn С, В1, В2, В5, В6, В8, Е; рrоvіtаmіn А, fоlіk аѕіt, bіоtіn; fеrmеntlеr; Аntіbіуоtіk mаddеlеr; mіnеrаllеrі; bіуоlојіk оlаrаk аktіf mаddеlеr; lіріtlеr, аrоmаtіklеr vе ріgmеnt mаddеlеr. Каrbоnhіdrаtlаr роlеn önеmlі bіr mаddе vаrdır. Аşаğıdаkі mаddеlеr tеѕріt еdіlmіştіr: glükоz, fruktоz, ѕukrоz, аrаbіnоz, rіbоz, gаlаktоz, rаfіnоz, ѕtасhуоѕе, kѕіlоz, dеkѕtrіn, nіşаѕtа, ѕеlülоz vе lаktоz. Аrgіnіn, іzоlöѕіn, hіѕtіdіn, löѕіn, lіѕіn, fеnіlаtіn, trеоnіn, аlаnіn, glіѕіn, аѕраrаgіn, glutаmіn, ѕеrіn, рrоlіn, tіrоѕіn, ѕіѕtіn, ѕіѕtеіn: Віlеşіmі, ауnı zаmаndа, аmіnо, іnѕаn vüсudu іçіn gеrеklі оlаn аѕіtlеrі іçеrmеktеdіr. Вundаn bаşkа, dеkаnоіk, раlmіtіk, lіnоlеіk, оlеіk, lіnоlеіk, ѕtеаrіk, lаurіk, vе bеhеnіk аѕіt tеѕріt еdіlmіştіr. Аrı Роlеn Ѕаğlık Fауdаlаrı Вu vüсut dіrеnсіnі аrtırır. Роlеn, іnѕаn vüсudundаkі tüm ѕürеçlеrіn düzgün іşlеуіşіnі lеhіnе еnzіmlеrіn dоludur. Оnun tükеtіmі, іѕkеlеt ѕіѕtеmі gеlіşіmіnі аrtırır, kаn bаѕınсını nоrmаllеştіrіr, kаn hüсrеlеrі güçlеndіrіr. Lеѕіtіn уаğ mеtаbоlіzmаѕını nоrmаllеştіrіr, kіlо düzеnlеnmеѕіndе уаrdımсı оlur vе ѕеlülіt оrtаdаn kаldırır. Вu tіrоіd bеzі, ѕіnіr dіеаѕеѕ, kоlіt, kаbızlık, аnеmі, vе аdеt аğrıѕı gіbі dіğеrlеrі, tеdаvіѕіndе dе kullаnılаbіlіr. Вu kаlр vе dоlаşım ѕіѕtеmі іçіn ѕоn dеrесе fауdаlıdır vе сіnѕеl güсü аrtırır. Роlеn bаzı kаnѕеrlеrdе рrоfіlаktіk hаrеkеt vе vüсut аğır mеtаllеr kurtulmаk уаrdımсı оlur ѕеlеnуum, bаkımındаn çоk zеngіndіr. Dероlаmа Nіѕаn vе Мауıѕ - Аrılаr bаhаr ауlаrındа уоğun роlеn tорlаmаk. Аrıсılаr kоvаnlаrdа özеl роlеn tuzаklаrı уеrlеştіrеrеk оnu еldе. Аrı роlеnі düşеr vе аrı bоzulmаdаn kаlır, özеl kаѕеtlеrе tорlаnır, kоvаnı іçіnе аlmаk küçük ızgаrаlаrın (dеlіklеr) gеçеr. Оdа ѕıсаklığı bu аmаç іçіn еn uуgun оlduğu Аrıсılаr, kuru, kаrаnlık vе іуі hаvаlаndırılаn уеrlеrdе роlеn kurutun. Роlеn уаrаrlı özеllіklеrі, bаzı уоk günеş ışığı аltındа kurutuldu оlmаmаlıdır. Ѕіz tеrсіhеn buzdоlаbındа, ѕеrіn vе kаrаnlık bіr уеrdе bіr саm kарtа dеğеrlі ürün tutаbіlіrѕіnіz. Роlеn іуі böуlесе еn bаşаrıуlа уаrаrlı özеllіklеrіnі kоruуаrаk, bаl muhаfаzа еdіlеbіlіr. 100 gr аşаğıdаkі gіbіdіr: оrаndır. роlеn 1 kg іlаvе еdіlіr. bаl, kаrışımı gіbі grаnüllеrіn çözünmе іçіn реrіуоdіk оlаrаk kаrıştırılmаlıdır. Аlınаn mіktаr Роlеn, bеlіrlі bіr уеrіnе hоş bіr tаdа ѕаhірtіr. Віrkаç аlımı ѕеçеnеğі vаrdır. Вunlаrdаn bіrі, tеrсіhеn аç kаrnınа ѕаbаh, bіr ѕааt kаhvаltıdаn önсе, dоğrudаn tükеtіmі. Yоkѕа аmа аѕlа böуlе bіr çау уа dа kаhvе gіbі ѕıсаk іçесеklеr gіbі уükѕеk ѕıсаklıklаr dа kullаnışlı еуlеmlеrі önlеmеk іçіndе, bаl bіr kаşık уа dа bіr bаrdаk ѕu іçіndе çözünmüş оlаbіlіr. Тükеtіm şеklі ѕіzе kаlmış оlаrаk önеrіlеn günlük dоz, 1 çоrbа kаşığı оlduğunu. Çосuklаr іçіn önеrіlеn dоz bіr çау kаşığı оlduğunu. Dаhа önсе ürünün hіç kullаnılmаmış vаrѕа, bіr gün, küçük bіr çау kаşığı іlе bаşlауın vе уаvаş уаvаş dоzunu аrtırmаk іçіn іуіdіr. Вu çоk güçlü bіr gеnçlеştіrісі vе rејеnеrе еtkіуе ѕаhір оlduğu роlеn, hеm dе gıdа tаkvіуеѕі оlаrаk аmа kоzmеtіktе ѕаdесе kullаnılаbіlіr. Еğеr şаmрuаn роlеn mіktаr еklеrѕеnіz Örnеğіn, bu еrіtmеk vе vіtаmіnlеr şаmрuаn zеngіnlеştіrесеktіr. Ѕеn уüz krеmі vе ѕаç mаѕkеѕі іlе ауnı şеуі уараbіlіrѕіnіz. http://honeypedia.info/bee-pollen
13 Kasım 2015 Cuma
MUCİZENİN ADI POLEN FAYDALARI.BALABANBAL.çare,imkan sağlık,polen bal.şifa kaynagı
MUCİZENİN ADI Polen
Polen, Ağır hastalıklarla mücadelede polen kullanımı önemli bir gıda desteği olarak ağır süreci taşımada bünyeyi destekler. Öte yandan, gelişme çağındaki çocuk ve gençlerde arı sütü ve polen kullanımı zihinsel ve bedensel gelişmelerine yardımcı olur.
Arı Poleni vitamin, mineral, protein, aminoasit... yani yaşam için gerekli pek çok unsuru en yüksek oran ve kalitede içerir.. Bitkisel yaşamın özünün özü diye adlandırılan polenin bir diğer adı ise "mükemmel gıda"dır.
Polen, Ağır hastalıklarla mücadelede polen kullanımı önemli bir gıda desteği olarak ağır süreci taşımada bünyeyi destekler. Öte yandan, gelişme çağındaki çocuk ve gençlerde arı sütü ve polen kullanımı zihinsel ve bedensel gelişmelerine yardımcı olur.
Arı Poleni vitamin, mineral, protein, aminoasit... yani yaşam için gerekli pek çok unsuru en yüksek oran ve kalitede içerir.. Bitkisel yaşamın özünün özü diye adlandırılan polenin bir diğer adı ise "mükemmel gıda"dır.
İnanılmaz oranlarda esanisyel ve B vitamini zindeliğe ve karaciğer sağlığına katkı sağlar. Büyüme çağında olanlara tam ihtiyaçlarını duydukları protein ve tüm esansiyelleri (bedende üretilemeyen tüm aminositler) sağlar. En yakın takipçisinden 200 kat daha fazla antioksidandır(Kansere karşı koruyucu). Polenin bir çay kaşığında 2 kilo kemiksiz ve yağsız et ya da 12 litre sütteki kadar esansiyel bulunur.
Total sindirimi sadece 2 saat süren polen, araştırmalara göre beden tarafından en kolay hazmedilen ve içerdiği esansiyel ve gıdalarla en hızlı şekilde vücudumuzda dolaşıma giren besinlerden biridir. Öğün sonraları beden kanının önemli bir kısmının sindirimde rol oynamasıyla gelen performans kaybı, öğün yerine polen alımında yaşanmaz. Bilakis polen ile gelen ekstra performans da eklenir. Yoğun iş hayatı ve toplantıları olan işadamları ya da zindeliğe ihtiyaç duyan bilim insanları ve öğrenciler polenin bu özelliğinden yararlanmak için bazı öğünlerinde sadece polen alabilirler. Bu şekilde ihtiyaç duyulan tüm esansiyel ve besinler alınmış olurken uzun süre tokluk hissi de duyulur. Öğün amacıyla polen alımı 25-30 grama kadar çıkarılabilir. Polenin
Uyarı: İlk kez Polen alımı yapanları yarım çay kaşığı gibi küçük miktarlarla başlamaları ideal dozlara zaman içesinde yavaş yavaş çıkmaları önerilir!
Total sindirimi sadece 2 saat süren polen, araştırmalara göre beden tarafından en kolay hazmedilen ve içerdiği esansiyel ve gıdalarla en hızlı şekilde vücudumuzda dolaşıma giren besinlerden biridir. Öğün sonraları beden kanının önemli bir kısmının sindirimde rol oynamasıyla gelen performans kaybı, öğün yerine polen alımında yaşanmaz. Bilakis polen ile gelen ekstra performans da eklenir. Yoğun iş hayatı ve toplantıları olan işadamları ya da zindeliğe ihtiyaç duyan bilim insanları ve öğrenciler polenin bu özelliğinden yararlanmak için bazı öğünlerinde sadece polen alabilirler. Bu şekilde ihtiyaç duyulan tüm esansiyel ve besinler alınmış olurken uzun süre tokluk hissi de duyulur. Öğün amacıyla polen alımı 25-30 grama kadar çıkarılabilir. Polenin
Uyarı: İlk kez Polen alımı yapanları yarım çay kaşığı gibi küçük miktarlarla başlamaları ideal dozlara zaman içesinde yavaş yavaş çıkmaları önerilir!
Arı Poleninin bazı faydalarını şu başlıklarla özetleyebiliriz:
■Yüksek Performans getirir.
■Anabolik etkileri (32 gr ve üstü tüketimlerde) yani kas-adale yapıcı ve güçlendirici özelliği vardır.
■Büyüme çağındakilere ihtiyaç duydukları tüm esansiyelleri barındırır.
■İçerdiği Flavonoidler en yakın takipçilerinden 200 kat fazla antioksidan özellik taşır.
■Çok zengin bir aminoasit ve protein kaynağıdır.
■Protein kalitesi yüksektir.
■ B Kompleks vitaminleri yönünden çok zengindir; bir çay kaşığı kadar polen organik ve doğal bir arı ürünü olarak metabolizmanın tüm B vitaminleri ihtiyacını karşılar.
■Günde iki-üç tatlı kaşığı(10-15 gr.)tüketimde ise tüm vitaminlerden yeterli ve yararlı düzeylerde alınmış olur, ancak C vitamini yönünden zayıf içeriklidir.
■Tam bir mineral deposudur. İnsana gerekli tüm minerallerden yoğun miktarlarda içerir.
■Her gün düzenli 10-15 gr kullanımla bedenimize faydalı ve yeterli olacak, organik-doğal ve zengin bir vitamin ve mineral desteği sağlamış oluruz.
ÖNEMLİ UYARI: BAHAR NEZLESİ DE DENİLEN POLEN ALERJİNİZ VARSA, BU ÜRÜNÜ KULLANMAYINIZ!
■Yüksek Performans getirir.
■Anabolik etkileri (32 gr ve üstü tüketimlerde) yani kas-adale yapıcı ve güçlendirici özelliği vardır.
■Büyüme çağındakilere ihtiyaç duydukları tüm esansiyelleri barındırır.
■İçerdiği Flavonoidler en yakın takipçilerinden 200 kat fazla antioksidan özellik taşır.
■Çok zengin bir aminoasit ve protein kaynağıdır.
■Protein kalitesi yüksektir.
■ B Kompleks vitaminleri yönünden çok zengindir; bir çay kaşığı kadar polen organik ve doğal bir arı ürünü olarak metabolizmanın tüm B vitaminleri ihtiyacını karşılar.
■Günde iki-üç tatlı kaşığı(10-15 gr.)tüketimde ise tüm vitaminlerden yeterli ve yararlı düzeylerde alınmış olur, ancak C vitamini yönünden zayıf içeriklidir.
■Tam bir mineral deposudur. İnsana gerekli tüm minerallerden yoğun miktarlarda içerir.
■Her gün düzenli 10-15 gr kullanımla bedenimize faydalı ve yeterli olacak, organik-doğal ve zengin bir vitamin ve mineral desteği sağlamış oluruz.
ÖNEMLİ UYARI: BAHAR NEZLESİ DE DENİLEN POLEN ALERJİNİZ VARSA, BU ÜRÜNÜ KULLANMAYINIZ!
Arı poleni faydaları açısından öncelikle güçlü bir besin olma özelliği ile karşımıza çıkar. Arı poleni 96 çeşitten daha fazla besini kapsar ve bu besinlerin her biri, insan yaşamını desteklemek için gereklidir. Arı poleninin %40’ı proteinden oluşur ve yaklaşık olarak tamamı herhangi bir bozulmaya uğramadan ya vücudumuz ya da metabolizma tarafından kullanılabilir durumdadır.
Arı poleni yararları açısından bin yılı aşkın bir süreden beri bilinmektedir. Çinlilerin geleneksel bitkisel ilaçlarının temeli olan arı poleni, son yıllarda da batılı hekimler arasında büyük çapta saygı duyulan bir öğreti olmuştur.
Arı poleni 22 çeşit amino asit, C vitamini, B-kompleks ve folik asit, doymamış yağ asitleri, enzimler ve karotinle, günümüze kadar hemen hemen hepsi keşfedilmiş olan ana anti oksidanları içerir.
Arı poleni zaman zaman “en mükemmel besin” olarak da anılır.Genel anlamda Arı Polenlerinin yararlarını sayacak olursak;
1- Polen bütün vitaminleri taşımaktadır
2- Yara ve yanıkların iyileşmesinde hızlanma sağlar.
3- Zekayı çalıştırır, kemik ve kas kuvvetsizliklerini giderir
4- Şeker hastalığına faydalıdır.
5- Beyin , prostat, karaciğer, solunum yolu iltihapları ve damar sertliğini giderir.
6- Bağırsak çalıştırıcıdır.İç zehirlenmeleri önleyicidir
7- Aşırı yorgunluk, zayıflık, kansızlık,yavaş gelişme ve erken ihtiyarlamadan korur.
8- Beyin yorgunluğunu ve düşünsel bunalıma iyi gelir.
9- Sinir dengesini korur.
10-Sakinleştirici ve dinçleştiricidir.
11-Moral ve ruh sağlığına yararlıdır.
12-Beyin ve kas gücünü artırır.
13-Yüksek tansiyona ve kolesterol yüksekliğine kuruyucu ve iyileştirici etki yapar.
14-Kalbin kroner damarlarının tıkanmamasında faydalıdır.
15-Mide yaralarının iyileşmesinde fayda sağlar.
16-Şişmanlık ve zayıflıkta etkilidir.
17-Görme yeteneğini arttırır.
18-Saçın gelişmesinde önemli rol oynar.Saç sayısını arttırır ve saç dökülmesini önler.
19-Güzellik kremi olarak da kullanılır.
20-Üstün kan yapıcı özelliği vardır.Kanı temizler,kanı filtre eder,alyuvar sayısını %30 oranında arttırır.
21-Hücre tazeleyicidir.
22-Balgam söktürücü, mikrop öldürücü, çabuk iyileştirici etkiye sahiptir.
23-Kas gücünü arttırır.Zayıflama esnasında hissedilen halsizliği giderir.
24-Enerji üreten, dinçlik kazandıran polen, bilhassa ileri yaşlarda çok faydalıdır
25-Polenle beslenen annenin, bebeğine verdiği anne sütü daha uzun sürer. Böylece hem bebeğin gelişme bozukluğu önlenir hem de bebeğin kabızlığı önlenir, gazı giderir ve hastalık kapmamasına yardımcı olur.
2- Yara ve yanıkların iyileşmesinde hızlanma sağlar.
3- Zekayı çalıştırır, kemik ve kas kuvvetsizliklerini giderir
4- Şeker hastalığına faydalıdır.
5- Beyin , prostat, karaciğer, solunum yolu iltihapları ve damar sertliğini giderir.
6- Bağırsak çalıştırıcıdır.İç zehirlenmeleri önleyicidir
7- Aşırı yorgunluk, zayıflık, kansızlık,yavaş gelişme ve erken ihtiyarlamadan korur.
8- Beyin yorgunluğunu ve düşünsel bunalıma iyi gelir.
9- Sinir dengesini korur.
10-Sakinleştirici ve dinçleştiricidir.
11-Moral ve ruh sağlığına yararlıdır.
12-Beyin ve kas gücünü artırır.
13-Yüksek tansiyona ve kolesterol yüksekliğine kuruyucu ve iyileştirici etki yapar.
14-Kalbin kroner damarlarının tıkanmamasında faydalıdır.
15-Mide yaralarının iyileşmesinde fayda sağlar.
16-Şişmanlık ve zayıflıkta etkilidir.
17-Görme yeteneğini arttırır.
18-Saçın gelişmesinde önemli rol oynar.Saç sayısını arttırır ve saç dökülmesini önler.
19-Güzellik kremi olarak da kullanılır.
20-Üstün kan yapıcı özelliği vardır.Kanı temizler,kanı filtre eder,alyuvar sayısını %30 oranında arttırır.
21-Hücre tazeleyicidir.
22-Balgam söktürücü, mikrop öldürücü, çabuk iyileştirici etkiye sahiptir.
23-Kas gücünü arttırır.Zayıflama esnasında hissedilen halsizliği giderir.
24-Enerji üreten, dinçlik kazandıran polen, bilhassa ileri yaşlarda çok faydalıdır
25-Polenle beslenen annenin, bebeğine verdiği anne sütü daha uzun sürer. Böylece hem bebeğin gelişme bozukluğu önlenir hem de bebeğin kabızlığı önlenir, gazı giderir ve hastalık kapmamasına yardımcı olur.
arı sokması nelere faydalı.apiterapi.balabanbal
Arı sokması nelere şifa oluyor?
Başımıza gelebilecek tatsız olaylardan biri de arı sokmasıdır. Arının bize yaklaşmasından bile korkarız. Arı bizi ya sokarsa diye korkup uzaklaştığız bile olmuştur. Peki hiç aklınıza gelir miydi? Arı sokmasının bir çok sağlık sorununa şifa olacağı? İşte arı sokmasının şifalarına dair ilginç araştırma.
Bilim adamları arı sokmasından kaynaklanan sıvı zehrin eklem iltihabını tedavi etmeye ve hatta önlemeye yardımcı olduğunu belirlediler.
Bilim adamları arı sokmasından The Telegraphta yer alan habere göre, Brezilyadaki Sao Paulo Üniversitesinde görevli araştırma ekibi arı zehrinin eklem iltihabına yol açan eklemlerdeki zararlı iltihabı kontrol edebildiğini tespit ettiler.kaynaklanan sıvı zehrin eklem iltihabını tedavi etmeye ve hatta önlemeye yardımcı olduğunu belirlediler.
Bu zehrin vücutta iltihabı düzenleyen doğal hormonları artıran moleküller içerdiği kaydedildi.
Uzmanlar, arı zehrinin eklem iltihabı ağrısına çare olabilecek yeni tedaviler geliştirmede kullanılabileceğine inanıyor.
Arı tedavisi, romatizma ve eklem iltihabı gibi sorunlar yaşayan hastalarda gözle görülür etki yapıyor.
Arı sokmasından kaynaklanan sıvı Zehir kan dolaşımını hızlandırıyor.
Arı sokmasından kaynaklanan sıvı Zehir kan dolaşımını hızlandırıyor.
Eklem iltihablarından kaynaklanan ağrıları dindiriyor.
Ve eklem iltihablarını yok ediyor
Arı sokması tedavisinin belli başlı birkaç hastalık tedavisinde kullanıldığı da belirtiliyor.
O hastalıkların başında astım gelmektedir.
Diğer hastalıklardan biri de MS hastalığıdır. Avrupada bir çok hasta bu yöntemle tedavi ediliyor
Arının mucizevi eseri balın ise şifaları saymakla bitmiyor.
apiterapi nedir bal.arı.kovan.balabanbal
APİTERAPİ NEDİR?
Apiterapi, arı ürünlerinin bir yada birden fazla hastalığın önlenmesi yada iyileştirilmesi amacıyla kullanılması şeklinde tanımlanabilir. Her geçen gün sonuçlanan araştırmalar toplumların dikkatini bu konu üzerine çekmekte ve özellikle Uzakdoğu ülkelerinde başlayan ve dünyada hızla gelişen arı ürünleri ile tedavi yöntemleri hızla yaygınlaşmaktadır. Hatta, başta Japonya, Doğu Asya ülkeleri, Amerika, Kanada gibi ülkelerde apiterapi merkezleri kurulmuştur. Bu bölümde arı ürünlerinin insan sağlığı açısından önemi ve apiterapi de kullanımına yer verilecektir.
BAL ve APİTERAPİ :
Balın fizyolojik özellikleri ve kullanımı konusunda yüzlerce literatür bulunmaktadır.
o BAL bir doğal enerji kaynağıdır. Bu nedenle çocuklar, yaşlılar, sporcular, hasta ve düşkünlerle birlikte normal sağlıklı insanlar tarafından da severek ve bilinçli olarak tüketilmektedir.
o BAL kemiklerde Kalsiyum fiksasyonunu artırmaktadır.
o BAL iştah artırmakta, enerji ve direnç kazandırmaktadır.
Balın besin içeriğinin insan sağlığına etkisinin yanısıra olağanüstü bir özelliği de vardır ki, bu özellik antimikrobiyal aktivitesidir. Balın bu özelliği nedeniyle Hipokrat zamanından beri hastalıklarda tedavi edici bir araç olarak kullanıldığı bilinmektedir. Eski Mısırlıların; cerrahi pansumanda, göz iltihaplarının tedavisinde, Çinlilerin ve Hintlilerin de; çiçek hastalığının yayılmasını önlemede hasta vücudunu bal ile kapladıkları bilinmektedir.
Orta çağda, yara ve yanıkların bal ile tedavi edilmesi, kulak iltihabında; kulağa balın akıtılması, difteri vakalarında; çocukların ağız ve boğazlarına içten balın sürülmesi ilginçtir. Bazı Nijerya yerlileri balı halen öksürük kesici olarak kullanmaktadırlar.
İnsan vücuduna etki eden çoğu mikroorganizma balda yaşamını sürdürememektedir. Bal, temas ettiği mikroorganizmaları öldürdüğü gibi içerisinde de barındırmamaktadır. Öyle ki Mısır piramitlerinde bulunan ve Postum'da M.Ö. 6. asra ait çömlekler, içindeki balların biraz katılaşmakla beraber vasıflarını hiç kaybetmemesi, balda mikroorganizmaların yaşayamadığını tarihi bir gerçek olarak göstermektedir.
Tıbbi literatürde, İngiliz ve Amerikan hastanelerinde birinci sınıf mikrop öldürücü olarak bal kullanıldığını, Almanya'da yara ve soğuk algınlıklarından kaynaklanan hastalıklarda, baldan bu yönü ile istifade edildiğini görmekteyiz. Alman Dr. Zaiss'in mikrop öldürücü olarak balı tentürdiyot 'a tercih ettiğini belirtmesi de ilginçtir.
Balın yaraların ve enfeksiyonların iyileşmesini sağlamak için kullanımı 1981yılında Dünya Sağlık Formu tarafından da önerilmiş olup, Pharmaceutical Journal'da (Eczacılık Dergisi 1982) apse, çıban, göz yangıları, ishal, üriner sistem enfeksiyonları, dizanteri etkeni, deri ve ağız içi enfeksiyonlarına antimikrobiyal etkisinin olduğu rapor edilmiştir.
1992' de yayımlanan Bee World dergisinde, balın antimikrobiyal aktivitesi ile ilgili orijinal makalede Kur'an-ı Kerim'de ki konu ile ilgili ayetler verilmiş ve bu doğa üstü gıdanın insanlar için şifa kaynağı olduğu açıklanmıştır.
Balların antimikrobiyal aktivitesi için farklı mekanizmalar ileri sürülmüştür. İleri sürülen mekanizmalardan biri, balın sahip olduğu yüksek şeker konsantrasyonudur. Bir diğer sebebi de balda enzimsel olarak üretilen H2O2'dir. Üçüncü olarak da balın düşük pH'sıdır (ort. 3.2-4.5).
Balın çeşitli hastalıklara karşı tedavi edici özelliğini incelemek amacıyla birçok araştırma yapılmıştır. Bu konuyla ilgili ilgi çekici çalışmalardan birisi 1991'de King Suud Üniversitesi tarafından yapılanıdır. Yapılan bu çalışmanın sonunda gastrit ve oniki parmak bağırsağı ülserine sahip hastalara, alternatif bir tedavi olarak balın tek başına veya antimikrobiyal bir ajanla uygun bir bileşiminin kullanılması önerilmiştir.
Farklı bal tiplerinin antimikrobiyal etkileri arasında büyük değişiklikler vardır. Floral kaynakları farklı olan ballarda görülen varyasyon asitlik, ozmolarite, H2O2 ve diğer komponentlerin farklılığı nedeniyle olmaktadır. Lavanta, karahindiba, balçiği, ve kolza balları yüksek antimikrobiyal aktiviteye sahipken orman gülü, okaliptus ve portakal nispeten düşük aktivite göstermektedir.
Balın antimikrobiyal etkisini destekleyen bir başka bildiriş te , eşit miktarda bal, çavdar unu ve zeytin yağı karışımı ile hazırlanan kremin günde üç kez kullanımı ile inek ve atlarda görülen ve kangrene dönüşen yaraları dahi tedavi ettiği sonucuna varan Lucke'nin bildirişidir( Lucke, 1935).
Bal, karaciğer rahatsızlıklarında da başarı ile kullanılmaktadır. Bu başarıda balın antimikrobiyal etkisinin yanında, fruktozun doku ve kasları yumuşatıcı ve gevşetici özelliği de önemli sayılabilir.
Balın çeşitli araştırmalar sonucunda, doku oluşmasını hızlandırdığı, yara ve yanık izlerini azalttığı (Arman, 1980; Dumronglert, 1983), bazı ülkelerde doktorlar tarafından katarakt ve kojuktivit ile bazı kornea rahatsızlıklarında başarı ile kullanıldığı bildirilmektedir (Mikhailov, 1950). Ayrıca kornea ülserinin de saf bal ile veya vazelin yerine bal ile hazırlanan % 3 lük sulphidine pomadı ile başarılı bir şekilde tedavi edildiği görülmüştür.
Şeker Hastalığı ve Bal Zaman zaman hakiki (!) balın şeker hastalığına iyi geldiği şeklinde yazılar çıkmakta veya söylentiler duyulmaktadır. Bunun bilimsel bir dayanağı yoktur ve yanlıştır. Bal da kan şekerini yükseltir ve fazla alındığında şeker hastalarını komaya sokabilir. Ancak eşit miktarda alınan bal, kan şekerini çay şekerine oranla daha az yükseltmektedir. Bu nedenle şeker yerine az miktarda bal kullanılabilir.
Apiterapi, arı ürünlerinin bir yada birden fazla hastalığın önlenmesi yada iyileştirilmesi amacıyla kullanılması şeklinde tanımlanabilir. Her geçen gün sonuçlanan araştırmalar toplumların dikkatini bu konu üzerine çekmekte ve özellikle Uzakdoğu ülkelerinde başlayan ve dünyada hızla gelişen arı ürünleri ile tedavi yöntemleri hızla yaygınlaşmaktadır. Hatta, başta Japonya, Doğu Asya ülkeleri, Amerika, Kanada gibi ülkelerde apiterapi merkezleri kurulmuştur. Bu bölümde arı ürünlerinin insan sağlığı açısından önemi ve apiterapi de kullanımına yer verilecektir.
BAL ve APİTERAPİ :
Balın fizyolojik özellikleri ve kullanımı konusunda yüzlerce literatür bulunmaktadır.
o BAL bir doğal enerji kaynağıdır. Bu nedenle çocuklar, yaşlılar, sporcular, hasta ve düşkünlerle birlikte normal sağlıklı insanlar tarafından da severek ve bilinçli olarak tüketilmektedir.
o BAL kemiklerde Kalsiyum fiksasyonunu artırmaktadır.
o BAL iştah artırmakta, enerji ve direnç kazandırmaktadır.
Balın besin içeriğinin insan sağlığına etkisinin yanısıra olağanüstü bir özelliği de vardır ki, bu özellik antimikrobiyal aktivitesidir. Balın bu özelliği nedeniyle Hipokrat zamanından beri hastalıklarda tedavi edici bir araç olarak kullanıldığı bilinmektedir. Eski Mısırlıların; cerrahi pansumanda, göz iltihaplarının tedavisinde, Çinlilerin ve Hintlilerin de; çiçek hastalığının yayılmasını önlemede hasta vücudunu bal ile kapladıkları bilinmektedir.
Orta çağda, yara ve yanıkların bal ile tedavi edilmesi, kulak iltihabında; kulağa balın akıtılması, difteri vakalarında; çocukların ağız ve boğazlarına içten balın sürülmesi ilginçtir. Bazı Nijerya yerlileri balı halen öksürük kesici olarak kullanmaktadırlar.
İnsan vücuduna etki eden çoğu mikroorganizma balda yaşamını sürdürememektedir. Bal, temas ettiği mikroorganizmaları öldürdüğü gibi içerisinde de barındırmamaktadır. Öyle ki Mısır piramitlerinde bulunan ve Postum'da M.Ö. 6. asra ait çömlekler, içindeki balların biraz katılaşmakla beraber vasıflarını hiç kaybetmemesi, balda mikroorganizmaların yaşayamadığını tarihi bir gerçek olarak göstermektedir.
Tıbbi literatürde, İngiliz ve Amerikan hastanelerinde birinci sınıf mikrop öldürücü olarak bal kullanıldığını, Almanya'da yara ve soğuk algınlıklarından kaynaklanan hastalıklarda, baldan bu yönü ile istifade edildiğini görmekteyiz. Alman Dr. Zaiss'in mikrop öldürücü olarak balı tentürdiyot 'a tercih ettiğini belirtmesi de ilginçtir.
Balın yaraların ve enfeksiyonların iyileşmesini sağlamak için kullanımı 1981yılında Dünya Sağlık Formu tarafından da önerilmiş olup, Pharmaceutical Journal'da (Eczacılık Dergisi 1982) apse, çıban, göz yangıları, ishal, üriner sistem enfeksiyonları, dizanteri etkeni, deri ve ağız içi enfeksiyonlarına antimikrobiyal etkisinin olduğu rapor edilmiştir.
1992' de yayımlanan Bee World dergisinde, balın antimikrobiyal aktivitesi ile ilgili orijinal makalede Kur'an-ı Kerim'de ki konu ile ilgili ayetler verilmiş ve bu doğa üstü gıdanın insanlar için şifa kaynağı olduğu açıklanmıştır.
Balların antimikrobiyal aktivitesi için farklı mekanizmalar ileri sürülmüştür. İleri sürülen mekanizmalardan biri, balın sahip olduğu yüksek şeker konsantrasyonudur. Bir diğer sebebi de balda enzimsel olarak üretilen H2O2'dir. Üçüncü olarak da balın düşük pH'sıdır (ort. 3.2-4.5).
Balın çeşitli hastalıklara karşı tedavi edici özelliğini incelemek amacıyla birçok araştırma yapılmıştır. Bu konuyla ilgili ilgi çekici çalışmalardan birisi 1991'de King Suud Üniversitesi tarafından yapılanıdır. Yapılan bu çalışmanın sonunda gastrit ve oniki parmak bağırsağı ülserine sahip hastalara, alternatif bir tedavi olarak balın tek başına veya antimikrobiyal bir ajanla uygun bir bileşiminin kullanılması önerilmiştir.
Farklı bal tiplerinin antimikrobiyal etkileri arasında büyük değişiklikler vardır. Floral kaynakları farklı olan ballarda görülen varyasyon asitlik, ozmolarite, H2O2 ve diğer komponentlerin farklılığı nedeniyle olmaktadır. Lavanta, karahindiba, balçiği, ve kolza balları yüksek antimikrobiyal aktiviteye sahipken orman gülü, okaliptus ve portakal nispeten düşük aktivite göstermektedir.
Balın antimikrobiyal etkisini destekleyen bir başka bildiriş te , eşit miktarda bal, çavdar unu ve zeytin yağı karışımı ile hazırlanan kremin günde üç kez kullanımı ile inek ve atlarda görülen ve kangrene dönüşen yaraları dahi tedavi ettiği sonucuna varan Lucke'nin bildirişidir( Lucke, 1935).
Bal, karaciğer rahatsızlıklarında da başarı ile kullanılmaktadır. Bu başarıda balın antimikrobiyal etkisinin yanında, fruktozun doku ve kasları yumuşatıcı ve gevşetici özelliği de önemli sayılabilir.
Balın çeşitli araştırmalar sonucunda, doku oluşmasını hızlandırdığı, yara ve yanık izlerini azalttığı (Arman, 1980; Dumronglert, 1983), bazı ülkelerde doktorlar tarafından katarakt ve kojuktivit ile bazı kornea rahatsızlıklarında başarı ile kullanıldığı bildirilmektedir (Mikhailov, 1950). Ayrıca kornea ülserinin de saf bal ile veya vazelin yerine bal ile hazırlanan % 3 lük sulphidine pomadı ile başarılı bir şekilde tedavi edildiği görülmüştür.
Şeker Hastalığı ve Bal Zaman zaman hakiki (!) balın şeker hastalığına iyi geldiği şeklinde yazılar çıkmakta veya söylentiler duyulmaktadır. Bunun bilimsel bir dayanağı yoktur ve yanlıştır. Bal da kan şekerini yükseltir ve fazla alındığında şeker hastalarını komaya sokabilir. Ancak eşit miktarda alınan bal, kan şekerini çay şekerine oranla daha az yükseltmektedir. Bu nedenle şeker yerine az miktarda bal kullanılabilir.
7 Kasım 2015 Cumartesi
30 Ekim 2015 Cuma
17 Ekim 2015 Cumartesi
6 Ekim 2015 Salı
varroa .varroa ile mücadele.varroa arı biti.arının baş belası varroa.
- Arıcılıkta hastalık ve zararlılardan korunmak için; hastalığa dayanıklı ırklar, ekotiplerle çalışılmalı, ana arılar düzenli olarak yenilenmeli,kovanlarda düzenli hastalık ve zararlı kontrolü yapılmalı, erkek arı larvaları denetlenmeli, kovan malzeme ve aletleri dezenfekte edilmeli, yeni petekler kullanılmalı, kovanlarda yeterli besin kaynağı bırakılmalıdır. Koruyucu önlemlere rağmen koloniler hastalanır veya zarar görürse, derhal tedaviye alınmalı ve gerekirse koloniler ayrı alanlarda izole edilmelidir. Tedaviye alınan organik üretimdeki kolonilere geçiş süresi uygulanmalıdır. Önleyici tedbir olarak kimyasal bileşimli ilaçlar kullanılmamalıdır. Profilaktik sentetik uygulamalar yapılmamalıdır (yavru çürüklüğüne karşı antibiyotik kullanımı gibi).
- Bal arısının en yaygın görülen ve en büyük zararlısı olan Varroa ile mücadelede organik kökenli;Formik asit, laktik asit, asetik asit, okzalik asit, nane, kekik, okaliptüs veya kafur kullanılabilir. Günümüzde özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde, insan sağlığı ve buna bağlı olarak da gıda güvenliği, üzerinde yoğun olarak çalışılan konulardır.Bu noktada arı ürünleriyle ilişkin olarak varroa mücadelesi için, insan sağlığına zararlı etkileri olmayan ve balda kalıntı riski taşımayan doğal maddeler aranmaya başlanmıştır.Yapılan araştırmalar ışığında Formik asit,Laktik asit ve Okzalik asit amaca uygunluk bakımından Avrupa Birliği ülkeleri tarafından tercih edilen doğal maddeler olmuştur. Ayrıca esansiyel, uçucu yağ asitleri de varroa mücadelesinde, arı ürünlerinde kalıntı riski yaratmadan başarılı sonuç vermişlerdir.
- Varroa mücadelesinde en yaygın olarak kullanılanlardan formik asidin uygulanması sırasında kovan giriş ve havalandırma deliklerinin tamamen açılması gerekmektedir. Formik asidin yavaş buharlaşması, ilacın etkinliği bakımından çok önemlidir.10-25 °C arasında en iyi sonuç alınmakta, 30 °C’den yüksek sıcaklıkta ana ve arı kaybı meydana gelebilmektedir.10 °C’den düşük sıcaklıkta ilaç yeterli etkiyi gösterememektedir. Uygulama kovanın gücüne, kovandaki arı populasyonuna göre değişmekle birlikte 1-4 gün aralıkla 3-5 kez tekrarlanır. Formik asit balın doğal bir maddesi (balda %0.1-0.5 oranında bulunmaktadır) olmakla birlikte balda kalite problemleri meydana gelmemesi için bal hasadından 6-8 hafta önce uygulamayı bitirmek gerekir.
- Formik asidi emici ped yöntemi ile uygulamak da mümkündür. Bu yöntemde emici pedler formik asidi emebilecek herhangi bir materyal olabilir (örneğin;pamuklu bez peçete, birkaç kağıt havlu veya kağıt çocuk bezleri).Materyal ,%65’lik 30 ml Formik asidi hiç damlatmaksızın emebilmelidir.Malzemelerin emiciliklerini belirlemek için materyal önceden test edilmelidir. Pedin yerleştirileceği çıtanın üzerindeki arılar duman verilerek uzaklaştırılır.Emici ped çıtalar üzerine yayılır ve bir şırınga ile 30 ml %65’lik Formik asit ped’e enjekte edilir. Eğer sıcaklık 25 °C’nin üzerinde veya salkım dip tahtasına yakınsa, ped dip tahtasına yerleştirilebilir. Tedavi toplam 3-5 uygulama olacak şekilde 1-4 gün (buharlaşma durumuna göre) aralıklarla tekrarlanmalıdır. Pedler eriyip bozulmadıkları sürece kullanılabilirler.
- Formik asidin bir diğer uygulama yöntemi; doğrudan dip tahtasına uygulamadır. Bu yöntemde, formik asit bir şırınga yardımı ile kovan dip tahtasının alt kısmından kovan içine püskürtülür.Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta; kovan dip kısmındaki arıların zarar görmesinin engellenmesidir. Bunun için kovan giriş deliğinden körükle duman verilerek arıların uzaklaşması sağlanmalıdır.Bu uygulamada 15 ml %65’lik formik asit kullanılır.Uygulama toplam 5-6 uygulama olacak şekilde tekrarlanmalıdır.
- Formik asit normalde %80-85’lik konsantrasyonda satılır,bu nedenle yanlışlıklara neden olmamak için ürünün konsantrasyonuna dikkat edilmelidir. Kovanlara uygulamada; 3 kısım (%85’lik konsantre) formik asit ile 1 kısım su karışımından oluşan %65’lik solüsyon tavsiye edilmektedir.
- Varroa mücadelesinde kullanılan bir diğer organik kökenli bileşik; okzalik asittir. Okzalik asit,sadece ergin arılar üzerindeki varroaları öldürür, kapalı yavru gözleri içerisine etkili değildir.Bu nedenle yavru populasyonunun en az olduğu dönemde (geç sonbaharda ve erken ilkbaharda 1 kez) başarılı sonuç vermektedir. Bir uygulamadan fazla yapıldığında arı ölümleri artabilir veya gelecek ilkbaharda koloni gelişmesini yavaşlatabilir. Fazla işgücü gerektirmeyen (koloni başına 1 dakika),gıda güvenliği ve insan sağlığı bakımından güvenilir bir uygulamadır. Bu tatbik, 7-30 °C’ler arasında iyi sonuçlar vermektedir.Gün içerisinde, rüzgarsız ve kovanların açılabileceği zamanlarda uygulama yapılmalıdır. Uygulamada kullanılan %3.2’lik Okzalik asit/şeker şurubu solüsyonunun hazırlanması için, 1litre 35-40 °C sıcaklıkta temiz su ile 1 kg toz şeker temiz bir kapta ve güvenli bir yerde karıştırılarak oda sıcaklığına (20 °C)ulaşana dek soğutulur. Solüsyona 75 gr kristal okzalik asit ilave edilir ve iyice karıştırılır. Sonuçta %3.2’lik okzalik asit solüsyonu elde edilmiş olur. Uygulamada üzeri tamamen arıyla kaplı çerçeveler arası boşluk için %3.2 ‘lik 5 ml şeker şurubu/okzalik asit solüsyonu kullanılır.(arılar çerçeveler arası boşluğu tamamen doldurmuş olmalıdır). Kovandaki arı mevcuduna göre uygun miktar alınır ve peteklerin üst çıtalarının arasından petek arası boşluktaki arılar üzerine damlatılır veya gerekli miktarı aşmamak kaydıyla püskürtülerek de kullanılabilir.(örneğin üzerleri tamamen ergin arıyla kaplı 10 çerçeve arıya toplam 50ml solüsyon kullanılır).
- Organik asitlerin kullanımı sırasında bazı teknik bilgi ve kurallara dikkat edilmesi gerekir. Kullanım sırasında koruyucu gözlük kullanılmalıdır. Ciltle doğrudan temas ettirilmemeli, eldiven kullanılmalıdır. Asit, doğrudan solunmamalı, maske takılmalıdır
- Bu maddeler tariflerine uygun olarak kullanıldıkları taktirde, insan sağlığı ve arılar üzerine zararlı bir etki yaratmamaktadır.Dönüşümlü olarak bu ilaçların kullanımının sağlanması (örneğin; ilkbaharda formik asit, sonbaharda okzalik asit uygulaması gibi) Varroa’nın bu kimyasallara direnç kazanmasını önlemek açısından önemlidir. Günümüze dek Varroa’nın bu maddelere karşı direnç kazandığına dair bilimsel bulgulara rastlanmamıştır.
- Varroa mücadelesinde yararlanılan ve balda, balmumunda kalıntı bırakmayan bitkisel maddeler ve etkileri şu şekilde özetlenebilir;
- Tütün yapraklarında nikotinin akar öldürücü etkisi %75 düzeyindedir.
- Körükte okaliptüs ve defne yapraklarının yakılması ile elde edilen duman kovan giriş deliğinden verildiğinde, varroa için orta düzeyde etkili olmaktadır (%44-48).
- Kekik yaprağında bulunan timol, oldukça güçlü bir akar öldürücüdür. Timol kristalleri cam bir yayvan küçük kap içerisinde kovanda çerçeveler üzerine konulabilir. Kap sayısı kovanın gücüne göre (8-10 çerçeve için 2-3 kap, her kap 4 g timol içermeli)ayarlanmalı, uygulama 8 gün arayla 3 kez tekrarlanmalıdır. Bu uygulama ile kovanda varroa akarı sayısında %93 azalma belirlenmiştir.
- Varroa zararlısı ile mücadelede organik kavramına oldukça uygun bir diğer mücadele yöntemi de “Biyolojik yöntem” olarak adlandırılan ve varroa’nın en rahat gelişme imkanı bulduğu için tercih ettiği petek yüzeyindeki erkek arı gözlerinin imha edilmesidir. Bu yöntemle, petek yüzeyinde özellikle erken ilkbaharda gelişen erkek arı gözleri imha edilerek, varroa’nın gelişmesi doğal olarak durdurulabilmektedir. Bunun yanı sıra, mekanik mücadele yöntemi uygulanabilir. Bu sistemde,kışın kovan giriş delikleri açılarak ana arının yumurtlaması durdurulur. Besin ortamı bulamayan varroa’lar kovan dip tahtasına dökülür.
- Bal sağımı da organik arıcılıktaki en önemli noktalardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Organik arıcılıkta kullanılan ambalajlar; cam, tahtadan üretilmiş malzemeler, özel üretilmiş uygun organik kaplama maddelerinden yapılmalıdır.Sağım sırasında kimyasal sentetik kovucu maddelerin kullanılması yasaktır. Sağım sırasında temiz ve düzenli bir sistemin kurulması, balların konulacağı kapların titizlikle hazırlanması gerekmektedir. Organik arı ürünlerinin ambalajlanması esnasında, ürünün organik niteliğini koruyacak bütün hijyenik tedbirler alınmalıdır.Organik arı ürünleri konvansiyon el ürünlerden ayrı olarak depolanmalı ve depolama sırasında herhangi bir kimyasal ilaç kullanılmamalıdır. Arı ürünlerinin depolanması sırasında oluşabilecek nem, sıcaklık ve ışık değişimlerine dikkat etmek gerekmektedir. Organik tarım metoduyla üretilen arı ürünleri ambalajlanırken organik ürün niteliğinin bozulmamasına dikkat edilmelidir. Organik arı ürünleri, karayolları kenarında kesinlikle bekletilmemeli ve satılmamalıdır
5 Ekim 2015 Pazartesi
bal tarçın mucizesi
Bal ve tarçının faydaları
Kalp Hastalıkları
Bal ve tarçının faydaları
Gaz
Hindistan ve Japonya'da yapılan araştırmalar tarçınlı balın midede oluşan gazları önlediğini gösteriyor.
Bal ile toz tarçını karıştırın ve kahvaltıda kızarmış ekmekle yiyin. Kolesterolü düşürür ve muhtemelen kalp krizini önler. Tarçınlı balın düzenli olarak tüketilmesi kalp vuruşlarını güçlendirir. Yaşlandıkça atar damarlar ve toplar damarlar esnekliklerini kaybediyor ve tıkanıyor. Tarçınlı bal ise damarları yeniden canlandırıyor.
Hindistan'da bir geleneksel tıbbi tedavi yöntemi ile balın yanık tedavisindeki etkisin kıyaslandığını ve 1 haftanın sonunda balla tedavi edilen yanıkların %91, diğer yöntemle tedavi edilenlerin %7 oranlarında enfeksiyon riskinden korunduğunu biliyor muydunuz?
Tarçınlı bal tek kelime ile mucizevi doğal bir ilaç. Kanserden kilo vermeye, kalp hastalıklarından kolesterole, soğuk algınlığından cilt enfeksiyonlarına kadar iyileştiremediği hastalık yok gibi...21 Eylül 2015 Pazartesi
13 Eylül 2015 Pazar
5 Eylül 2015 Cumartesi
2 Eylül 2015 Çarşamba
31 Ağustos 2015 Pazartesi
29 Ağustos 2015 Cumartesi
22 Ağustos 2015 Cumartesi
18 Ağustos 2015 Salı
14 Ağustos 2015 Cuma
13 Ağustos 2015 Perşembe
10 Ağustos 2015 Pazartesi
8 Ağustos 2015 Cumartesi
7 Ağustos 2015 Cuma
3 Ağustos 2015 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)